9 Şubat 2011 Çarşamba

Ameliyatın Ardından

Ameliyatın ardından
Ameliyattan sonra odada biraz uyudun bana sarılarak . Huzursuzdun, kıpırdasam uyandın. Derin uykuya geçmen zor oldu. "Tatlım buradayım, bırakmam seni" dedim "Bitti artık" dedim saçlarını okşadım. Sarıldım sana . Bir buçuk saat uyudun . Sonra ağrın var mı, keyfin yerine geldi mi diye kontrol etmek için Uğur bey geldi. "Ağrım yok" dedin , ağrı kesici istemedin . Uğur bey ağrı eşiğinin yüksek olduğunu söyledi bir kez daha . Öğle yemeği menün soğuk komposto suyu , soğuk süt ve vanilyalı dondurma . Hiçbirini içmedin . Vanilyalı dondurmayı sevmedin. "Çikolatalı dondurma istiyorum bi de cilekli" diye tutturdun. Verdikleri "Yasaklı Yiyecekler" listesinde çikolata yazıyor ama yine de babana Mado 'dan çikolatalı dondurma siparişi verdim . Uğur beye sordum "Parçacıksızsa yiyebilir" dedi . Baban biraz çikolatalı, biraz çilekli dondurma getirdi. Sadece bir kaşık çikolatalı dondurma yedin. Ağzında bekletip eriterek. Oysa ki soğuk şeyler yiyip içmen gerekiyor . Dondurma sevmeyen ve ameliyat sonrası ağzının tadı kaçık bir çocuk olarak "I.ıh" sevmedim dedin , yemedin . Buzlu süt verdik biraz, biraz da buzlu su . "Buzlu su içebilicem artık" diye seviniyordun zaten . Buzu hastanede bulamadığımız için baban Yeşilköy 'deki cafelere gitti . Uğur bey bir kez daha geldi ziyaretimize . Ağrın yine yoktu. Bolca sıvı tüketmeni istedi. Akşam yemeği menüsü de öğlen gelenle aynıydı . Yine yemedin ve içmedin. Konuşa konuşa yarım bardağa yakın soğuk süt içirebildim o kadar.
Akşamın geç saati babanı yemek yerken görünce "Ver o ekmeği bana ! " diyerek yatağından fırladın . Tatlı oğlum 25 saattir açsın. Acıkman doğal ama ekmek yememen gerekiyor . Önce sıvılar, sonra püreler, sonra yumuşaklar ve ekmek içi . Verilen listede özetle böyle yazıyor. Ama sen ısrarcısın, zorla ve incecik çıkan sesinle bağırıyorsun "O ekmeği bana ver dedim ! ". Gel de verme . Açsın hem de çok. Babanla birbirimize n'apalım bakışı attık. Dayanamadık . Kuş besler gibi minicik, minicik verdim ekmeğin içinden. Verdim ama içim rahat değil. Ya acıtırsa, ya kanatırsa . Rahatça yuttun. Acımıyor dedin. Bir dilim ekmeğin içini ben endişeyle verdim, sen keyifle yedin.
İlerleyen saatlerde "Evimize ne zaman gidicez ?" diye sormaya başladın "Biranönce evimize gidelim" diye tutturdun. Koridorda gezdirdim seni. Kangurudan tek farkım zıplayamıyor olmam . Cep yerine de seni saracak kollarım var. "Bu akşam burda kalmayalım" diye mızırdanıp ağlamaya başlayınca "Herkes uyuyunca bilgisayarda oyun oynayacağız burada, kimseye görünmeden tamam mı ? Başarabilir miyiz sence kimseye görünmeden oynamayı? " dedim. Görev adamı , action seven oğlum , gizli görevi kabul ettin . Saat dokuz buçuk, sanki ateşin var hafiften . Hemşireye ölçtürdüm, "37 normal" dedi . Oysa bir saat önce 36 buçuktu . Bence yarım dereceden daha fazla artmış vücut ısın , bayaa sıcaksın . Bu hastanenin ateşölçerleri doğru ölçmüyor zaten. Bunu Uğur bey de söylüyor zaman zaman . Daha önce de doktor Duygu Hanım seni muayene ederken ateşini ölçmüş ve "vücudu daha sıcak" demişti. Sonra da emniyet sübabı olarak çekmecesinde bulunan Braun 'la ölçmüş ve bunun daha doğru olduğunu söylemişti . Arada 1 buçuk derece farkettiğini görmüştük . Dolayısı ile hem senin vücut ısını ve ateşini tanıyan biri olarak hem de hastanenin ateşölçerinin yanlış ölçtüğünü bilen biri olarak "37 normal"  cümlesine inanmadım . Spiderman pijamalarını çıkarttım, atlet külotla uyuttum seni . Daha ince bir pijama takımı getirmediğim için de kınadım kendimi .
İnsanın çocuğu için ameliyat kararını vermesi çok zormuş.  Endişeleriyle başa çıkabilmesi de . Ben çocuğu için ameliyat kararı veren , endişelenen ama aynı zamanda da şanslı bir anneyim . Endişelendiğim tek şey anestezi riskiydi.
Kuzenim Baran 'ı düşündüm. Daha doğar doğmaz beyin ameliyatına alındı . Sonra bir daha, bir daha . Hastalığın teşhisi, tedavinin belirlenmesi, operasyona karar verilmesi, doğru doktorun bulunması, risklerin ister istemez alınması ahh nasılda zor aşamalarmış. Anne baba için nasıl da zormuş. Çocuğun operasyon sonrası hissettikleri hayatı boyunca taşıyacağı izler nasıl da taşınmazmış, ağırmış . Hastalık ciddiyet arzedince anestezi riski değil de ameliyatın riskleri ön plana çıkıyormuş dedim kendi kendime . Evet opere edildin ama şanslıydık çünkü hastalığın hayati, ciddi, uzun soluklu tedavi isteyen bir hastalık değildi. Şükür. Çok şükür . Yıllardır binlerce çocuğa bu operayon yapılmıştı . Doktorumuza çok güveniyorduk dolayısıyla doktor arama sıkıntımız olmadı. Şükür ki başarılı opere edildi ve sağlıklısın .
Ne zaman bir doğum haberi alsam, ne zaman bir çocuk görsem "Sağlıkla büyümelerini" dilerim . "Sağlıkla büyüsünler, sağlıkla büyüdüklerini görelim" derim.
Hasta olan tüm çocuklar biranönce iyileşin, kıkırdayın hep . Hiç hasta olmayın sağlıkla büyüyün .
Mutlu Meleğim sen de  biranönce iyileşip kıkır kıkır gülmeye başla. Atlayıp zıpla . Bir daha sakın hasta olma.

3 yorum:

gülay dedi ki...

Ne güzel haberler....sağlıkla çıkmış ameliyattan Deniz,çok sevindim.Yaşayacağı son ameliyat tecrübesi olur umarım.

Peri dedi ki...

Amin diyorum dileklerine, sağlıkla büyüsünler, oğluşun bir daha hastalanmasın hep sağlıklı, mutlu olsun inşallah

Shade and Love dedi ki...

Çok teşekkür ediyorum iyi dilekleriniz için .
Sağlıkla büyüsün meleklerimiz :)