24 Ekim 2010 Pazar

Van Hoidonk ile Tanisma

Bu günü Pier Van Hoidonk ile tanışıp imza aldığın gün olarak hatırlamak istiyorum . Gün böyle bitsin istemezdim. Meğerse bu maç ve takım sevdası sandığımdan da büyükmüş.. Hatta herşeyden önemliymiş. İnsani kör edermiş . Öğrendim .

Hoidonk kim mi ? Uzun boylu , bak bak bitmiyor gibi, internetten baktım boyu1.93 cm . Çok sevimli , çok güleryüzlü, mutlu görüntülü bir adam . Kıvır kıvır saçları var . Fenerbahçe ‘ye 2005 - 2006 sezonunda gelmiş . Fenerbahçeliler ‘in en sevdiği yabancı futbolculardanmış .

Seninle çektirdiği resimleri sonra ekleyeceğim .

7 Eylül 2010 Salı

Annem Kokuyo

Dun aksam eve geldigimizde saat gece yarisini gosteriyordu . Sen Medis 'de uyumustun dogal olarak . Seni Medis de birakip gidemedim eve . Uyandirmaya da kiyamadim . Tugi ile beraber uyumussun . Tugi 'yi uyandirdim , seni aldim kucagima . Medis 'in odasindaki yatagina goturdum . Optum, kokladim. Icime cektim . Saglikli oldugun icin , benimle oldugun icin bin kere daha sukrettim . Hep diledigim gibi Saglikla buyumeni ,saglikla buyudugunu gormeyi diledim bir kere daha . Huzurla uyudugunu gormenin verdigi huzurla kapadim gozlerimi .
Sabah olunca Medis 'e ;
D: Annem 'le babam neden gelmediler aksam ?
M: Anne geldi , seni Tugi 'nin yanindan alip yatagina yatirdi. Beraber uyudunuz .
D: Ben gormedim annemi .
M: Geldi oglum  , sabah olunca da ise gitti .
D: Gidip yastigina bakicam
Odaya gidip , yastigimi kokladiktan sonra yuzunde tebessumle , sevinerek ;
D: Annem kokuyo. Gelmis :)

5 Eylül 2010 Pazar

Gülümsüz

D: Anne neden gülümsüzsün ?

İçimde derin hüzünle gülümsemeye çalışıyorum . Ahh be kuzucum . Anneni ilk defa böyle keyifsiz , tebessümsüz, üzgün görüncr bu durum icin “Gülümsüz” kelimesini ürettin. Yüzüm gülmüyor bugün . Haklısın , 'Gülümsüzüm' senin deyişinle . Belli etmemeye çalışıyorum , gülümsemeye çalışıyorum ama olmuyor. İçime içime sessizce ağlarken kontrolden çıkıp hıçkıra hıçkıra ağlamaktan ve seni korkutmaktan korkuyorum . Bu nedenle de yüzüne bile bakamıyorum . Çok üzgünüm. Çok dokundu bana bu akis .

4 Eylül 2010 Cumartesi

Hayat ve Nehir Melek

Nehir , NeuroBlastoma tedavisinde gonulluydu .
Denedi . Yol gosterdi .
Kendisi kucuk , verdigi savas buyuktu .
Cok mucadele etti . Cok yoruldu .
Veda edip baska bir boyuta akti.
Arkasinda derin keder ve uzuntu birakti .
Nur icinde yat Nehir Melek .


Nehir de annesi Zeynep Hanim da silinmeyecek izler birakti hafizamda .Farkindaligimi arttirdilar .
Yazdiklariyla cok sey ogretti Zeynep Hanim . Cocuklarin her sartta mutlu olabilecegini gosterdi. Hastalikla cocuklugun paralel devam edebildigini gordum okudukca. Azmi , beklentiyi , pozitif enerjinin gucunu gordum . Cok sey ogrettiler . Unutacagimi sanmiyorum ogrendiklerimi . Zihnimdeki faydali eserler kitapliginda hep olacak ama yine de yazayim istedim .  
Ayrica cok inanmistim NB illetini yenecegine , saclarinin cikacagina , pembeye boyatacagina .
Hayatlarinin NY ‘da devam edecegine ve hatta tanisacagimiza .

Gozyaslarimizin tadi ayni .
Sabir diliyorum .

27 Ağustos 2010 Cuma

Yorumlar

Giysi secimlerimizle , taki ve oje secimlerim icin yorumlar ; 

Beyaz ojeli eller ,kirmizi ojeli ayaklar icin ;
D: Anne cok guzel olmus bu beyazlar . Ellerini kirmizi boyayinca ,sanki parmagin kaniyor gibi oluyor . Ama ayaklari kirmiziya boyayinca guzel oluyor .

Baska bir gun ;
D: Anne , bunlar ustunde mi altinda mi ? (Tirnagimdaki beyaz ojeyi ve tirnagimin ucunu gostererek)
H: Ustunde kuzum
D: Anne ben oole istemiyorum . Bu beyazlar altinda olsun istiyorum.Oylesini daha cok seviyorum ben .
H: Tamam kuzum bi dahaki sefer oyle surdururum ablaya .
D: Anne sen oraya hep mi gidiyorsun ?
H: Hayir kuzum, hep gitmiyorum , bazen gidiyorum
D: (Hafif kizarak) Hep gitmeni istiyorum ben !
Annesi , hep gitsin french manikur yaptirsin istiyor oglum .

Ince ip askili bluz icin ;
D: Anne ben sana bunu indir demedim mi? (Biraz kizarak , askimi indirerek)
Aksesuar icin ;
D: Anne buyuk kupelerini tak.
D: Neden kalin bilezikkerini takmadin ?
D: Bunu takmani istiyorum diyerek annesine takacagi brosu , kolyeyi , bilezigi secen oglum .

Ruj surmeyince ;
D:Anne uzun zamandan beri dudakkarini kirmizi boyamiyosun .
Ruj surunce ;
D:Anne cok guzel olmus ,cok begendim .

Disari cikacakken ;
H: Deniiz , hadi kuzum seni bekliyorum.
D: Anne bi dakka , bi isim var .
H: Ne isin var ,ne yapiyorsun ?
D: Babama sortla tisort seciyorum. Hangisini giysin karar veriim gelicem .
Giydigimiz herseyi secn , guzel secimler , guzel kombinasyonlar yapan zevkli oglum :)

24 Ağustos 2010 Salı

Sevgi Diyaloglari

Gece uyurken ,bir ara uykusundan uyanan melegim omzuma bir opucuk kondurup;
D: Anne seni cok seviyorum
H: Ben de seni cok seviyorum melegim
Sonra ikimizde huzurla uyumaya devam :)

Uyumak icin odaya gittigimizde ;
D: Anne ,sana sarilarak uyumak istiyorum deyip basini basima dayiyor , kolunu boynuma doluyorsun .
Bazen de ;
D: Anne koza ol .
Koza ; Anne cenin pozisyonunda , tirtili da kozanin icinde :)

Gun icinde ;
D: Anne seni ne kadar cok sevdigimi biliyor musun ?
H: Biliyorum kuzum. Ben de seni cok seviyorumm :)

Anne ……, anne ……, anne ……. Bazen babaya bile agiz aliskanligi anne dedigin oluyor .
D: Anne , ayy baba …… diye baslayan cumleler :) . Ha ha haa ben pek hosnutum bu isten .

Sabahlari ben ise gitmeden once uyanirsan uykulu uykulu soruyorsun ;
Cevap evetse ;
D: Anne bugun tatil mi ?
H: Evet kuzum :)
D: Yasasinn , butun gun beraberiz yani . (Ve yanagima kondurdugun kocaman bir opucukten sonra sarilip uyuyoruz 8:30 ‘a kadar)

Cevap hayirsa;
D: Anne bugun tatil mi ?
H: Hayir kuzum :)
D: Anne , islerini hemen bitir , erken gel. Hava kararmadan gel .
Ya da
D: Anne ofise git, masana not yaz, de ki ; “Ben oglumla oynamaya gidiyorum” . Sonra hemen gel .

Ama ise gidiyor olmanin en sevindirici yani beni ise opucukle gonderiyor olman . Artik ise gidiyorum diye aglamalar yok, bu cok moral verici benim icin . Aglama yerine oneriler var ; En guzel oneri ; " Anne ofise git, masana not yaz, de ki ; “Ben oglumla oynamaya gidiyorum” .

6 Ağustos 2010 Cuma

H 'lere Mudahale ediyorum

K ‘lar gidip yerine H’ler gelince ; mudahale etmeyeyim , duzelir diye dusunmustum . “Cocuklarin konusmalarina mudahale etmemek gerekli,yanlis soyledikleri kelimeleri surekli duzeltmemek gerekli” diye okumustum biryerlerde . “Surekli duzeltirseniz, uyarirsaniz, cocuk nasil soyleyecektim, dogrusu neydi diye dusunur, konusmasindaki akicilik bozulur ,kekemelik baslar “ yaziyordu . Ben de hem bu teze dayanarak hem de senin Evrim’I ve Nurhayat ablanin konusmasindaki degisiklikleri taklit ediyor oldugunu dusunerek bir sure sonra duzelir deyip mudahale etmedim hic . Gelgor ki duzelmedi hic . Hatta tam tersi ortadaki k ‘lar yerine gelen h’ ler artik baskoseye yerlesti konusmada . Artik “K” ile baslayan ilk heceleri de “H” ya yakin bir sesle soylemeye basladin ve ben bu durumdan cok rahatsizim. Konusman anlasilmiyor . Once “Coh oldu dediginde” K’ yi batirarak “Cok oldu” diyordum dikkatini cekmek icin . Her kelimedeki K yi ustune basarak seslendiriyordum . Ama bunun bir faydasi olmadi mudahale etmeliyim artik diye dusunuyorum simdi .


Ilk mudahale diyaloglarimiz gun icinde, sadece ikimiz varken ve 4- 5 mudahaleyi gecmeyecek sekilde soyle basladi . ;
D: Anne parha gidelim mi?
H: Anlamadim,nereye gidelim?
D: Parha gidelim mi ?
H: Parka mi parha mi ?
D: Parka gidelim mi ?

Sonraki mudahale diyaloglarimiz gun icinde yine sadece ikimiz konusurken ve 4-5 duzeltmeyi gecmeyecek sekilde soyle etti ;
D: Anne parha gidelim mi?
H: Anlamadim ?
D: Parka gidelim mi ?
H: Gidelim

Ve simdi pek mudahalaye gerek kalmadi, kendin duzeltmeye basladin ;
D: Anne parha gidelim mi? Parka gidelim mi ?
H: Gidelim

26 Temmuz 2010 Pazartesi

Bigun Degil

D: Anne beni Antalya 'daki robot yerine goturur musun ?
H: Antalya 'daki robot yeri ne oglum? Kim soyledi ?
D: Kendim ogrendiim :))
H: Antalya buraya uzak bi yer
D: Biliyorum anne, ucakla gidiliyor
H: Tamam bigun gidebiliriz
Biraz da sinirlenerek ;
D: Bigun degil anne bugun ! bugun !

"Bigun" degil "Bugun" . Zaman kavramlarini kullaniyor olman sasirtti beni .

Antalya 'daki robot yeri ? Nedir ? Neresidir ? Ne vardir ? Hic fikrim yok . Bir haftadir , ara ara , aklina geldikce ;

D: Anne beni Antalya 'daki robot yerine goturur musun ? diyorsun Kim soyledi , nerden duydun , kim ogretti diye soruyorum cevap hep ayni ;
D: D: Kendim ogrendiim :))

25 Temmuz 2010 Pazar

32 derecede cizme

Indirimden aldigim , uzerinde de Spiderman kabartmasi olan cizmeleri saklayamadim senden ve aklima gelen basima geldi :)
Posetinden cikarttin heyecanla , "anne corap da giyiim" dedin .
Ananeye , Tugi'ye, kuzene,yengeye herkese gosterdin . Sonra Hasan dayini bekledin . Hasan dayiya gostermeden eve gitmek istemedin . Hasan dayi da gelip orunce
30 'u gecmis sicaklikta , icinde corapla durum ; OIP 'in cizdigi gibi . Sanki bizi cizmis , cok guldum halimize cook :)


Pinar Abba Hasta


Sabah havuza gitmek icin hazirlanirken telefonum caldi .
S: Meraba ben Sila , nasilsiniz ?
H: Kotu bir haber yok dii mi?

Gozlerim dolu dolu,sen bana saskin saskin bakarken .

H: Tamam , hemen geliyorum .

Ne oldugunu anlamaya calisan bakislarinla beni izlerken , banyoya gidip yuzumu yikadim. Kucagima aldim seni ,koltuga oturduk . Yuzunde biraz korkmus , biraz saskin bir ifade var , suskun suskun “Ne oldu anne” bakisi var . Beni hatta bir yetiskini aglarken, aglar gibiyken ilk defa gordugunden olsa gerek .  Aglamak , bu siralarda uzerinde yogunlastigim konu . Tam da kendimi aglamamak icin frenlerken farkedip, sana “uzuldugunde aglayabilirsin” ‘I ogretmeye calistigim bu haftalarda akacak gozyasim varmis . Aglayabilmek iyidir,  hatta guzeldir .

H: Denizcim ,korkacak birsey yok melegim, Pinar ablanin hasta olmasina uzuldum ben , uzulunce aglayabilir insanlar .

Bu aciklama iyi geldi sana da bana da .

H: Deniz ‘cim, Pinar Abla ‘nin doktoru aradi , Pinar ablan hastanedeymis , benim hastaneye gitmem gerekiyor . Havuza Medis ‘le gider misin kuzum?
D: Nesi varmis Pinar abbamin
H: Yedigi birseyden zehirlenmis sanirim , hastaneye gidince doktoruna sorucam . (Pembe yalan !) Sen anane ile gider misin havuza ?
D: Pinar abbamin hastanesinde radyasyon var mi ?
H: Var kuzum
D: Anne o zaman ben gelemem . Sen Pinar abbami iyi et , bize getir tamam mi?
H: Tamam kuzum . Seni cok seviyorum ben
D: Ben de seni cok seviyorum anne .

Aksamustu telefonum caldi, Tugi ‘ye arattirmissin ;
D: Anne Pinar abbami bekkiyom ben ,havuzun orda bulusalim tamam mi ?

Kuzim Pinar ‘i kaptim getirdim bize . Iyi bakicaz Pinar abbana . Testler , tetkikler yapilacak . Dua edicez sonuclar iyi ciksin diye , bi daha ameliyat olmasi gerekmesin diye . 

(*) Sila ; Pinar ablanin doktor arkadasi

23 Temmuz 2010 Cuma

Tugi 'miz 40 oldu

Abim . Tugimiz . Bugun 40 yasina girdi :) . Azra 'si ve Deniz kuzuyla beraberken hep cok mutlu .
Dilegini biliyorum, kalkip yuruyebilmeyi cok istedigini biliyorum. Ama en onemlisi saglik . Saglikla yasa guzel abim . Tugim.
Hayatinda bir daha baska hastalik olmasin . Hep boyle gulsun yuzlerimiz :)
Posted by Picasa

19 Temmuz 2010 Pazartesi

Insanlik



Kisa , kacamak bitti . Babaya ,kocaya duyulan ozlem bittmisi feribota binmemizle yeniden basladi . Rahat bir feribot yolculugu sonunda Yenikapi’ya geldik. Tugi dayinin sandalyesine kimsenin yol vermemesini , yardim etmemesini ,yasadigimiz zorlugu , itilmeyi, hafiften azarlanmayi senin de unutacagini sanmiyorum . Feribottan inerken , zorlanarak Tugi dayinin sandalyesini iterken , iteklenirken, elini tutamadim, yururken beni tutmani istedim . Bu sekilde zorla ilerlerken , yaya bolumune girerek manevra yapmak isteyen ve kornaya basan maganda seni korkuttu, benim yuregimi hoplatti. Arkalardan bir ses "Hanfendi cocuk sizin mi?" diye sorunca dellendim once . Arkamizdaki digerleri gibi kizarak "yol verin" diyecek zannettim. Arkadaki ses devam etti "Bakabilirim cocugunuza , feribottan inene kadar yaninda durabilirim , elinden tutabilirim"  dedi . Arkadan siyrilip yanimiza geldi , elinden tuttu , guvenle yurumen icin sana sahip cikti . Koskoca feribotta sadece bir kisi cikti . Feribottan inince , esi ve cocuklari gelince gordum , bir oglunun gozleri gormuyor . Ceken bilirmis gercekten . Bir tek o hanim anladi yasadigimiz korku ve zorlugu . Cocugun bir kolunda kardesi , diger elinde beyaz bastonu var . Sen de hemen tuttun kardesinin elinden . "Valiziniz yok mu sizin?" diye sordu yardimsever hanim. "Bu sartlarda tasiyamacagimi gorup vazgectim almaktan, feribotta biraktim" dedim . Ve guven verdikleri icin , beni bekleyeceklerini soyledikleri icin , sana ve abime gozkulak olacaklarina inandigim icin , ayaklarim totoma vura vura kostum feribota , aldim valizimizi, kosarak dondum yaniniza . Bizi alacak araba gelene kadar da yalniz birakmadilar bizi . Bu aileyi de unutamayacagim .
Kaldirimi olmayan ,olan kaldirima da arac parkeden, kirmizida durmayanlar varoldukca bu ulkede yasamak zor , bir ozurlu olarak yasamaksa disari cikamamak demek . 
Benim kuzum . Korkuyorum daha da yozlasan yurdumdaki insan profilinden . Korkuyorum yozlasan , insanliktan cikan , krolukta sinir tanimayan , hatta krolugun meziyet oldugu sehrimde , kuraldan , kanundan ,insanliktan uzak, insan benzeri canlilardan . Bakteri gibi hizla cogalan bu canlilarla hayat zor ve korkulu . Korkuyorum sayilari hizla artan bu insanlarla yasamak zorunda kalacagindan.
Ben cocukken insanlar boye degildi . Ben caddede karsiya gecerken , gozleri gormeyen ya da yasli birini gordugumde ,koluna girip karsiya gecmesi icin yardim ederdim . Bize ogretilmisti bu . Ozurlu ya da yasli olmak suc degildi . Ama maalesef , uzulerek soyluyorum ki , bu zamanda ozurlu olmak suc . Yardim etmeyi birak itekliyor insanlar . Ve ben inanamiyorum insanligin bu noktaya geldigine .

Benim melegim , melek kalpli oglum , yardimsever oglum, guleryuzlu oglum. Sen onlardan olma hic .

15 Temmuz 2010 Perşembe

Tuhaf Anneler

Yenikapi Bandirma feribotundayiz . Cok heyecanlisin . Ozlem bitiyor , babayla bulusacagiz . Icin icine sigmiyor . Feribota girer girmez oyun alanini gorup oraya gitmek istedin. Uyku saatin gelip gecmesine ragmen , uyuyamadin heyecandan , ben de zorlamadimseni , kucagimdan inip oyun alaninda oynamaya basladin .

Feribotun icinde ,  6 m2 lik oyun alani ; uce bolunmus , 2 si ev gorunumlu, catisi ve pencereleri var . Tavan yuksekligi 1 bucuk metre . ucuncu bolum oyun alanina giris cikis bolumu . Oyun alaninin etrafinda anne babalarin oturmasi icin koltuklar var . 6 m2 ‘lik oyun alannda , 12 tane 3-5 yas grubu cocuk ve 5 tane anne , anneanne, babaanne var . Kimi yemek yedirmeye calisiyor ; cocuk yemek istemezse , ya zorluyor ya “oyun oynamana izin vermiyorum , hemen cik” diye tehdit ediyor . Kimisi rusvet veriyor , bu kolayi icmek istiyorsan bu tostu bitirmelisin “ diyor. Kimisi emir veriyor “ Hadi Dilara ablayla oyna !”  cocuk “Oynamiycam” derse anne fena halde kiziyor . Hele biri 7-8 yasinda biri de 3-4 yasinda olan 2 kardes ya da kuzen vardi ki uzuldum cocuklarin drumuna . Kadinlar , cocuklarin kimseyle oynamasina izin vermediler . Tepelerinde dilikip , elleme, oynama , dokunma , uzak dur , nasil da izole ettiler cocuklari . 6 m2 ‘lik hap kadar alanda bir an cocugunu goremeyip panikle ayaga kalkan, cocugunu korkulu bakislarla arayan bile vardi .Pes dedim . Bir de beni “Ne rahat kadin, cocuguna sahip ciksa , uyarsa” bakislari ile taciz ederken seni de “Ne yaramaz , ayy simdi dusecek, bizimkilere de kotu ornek oluyor “ bakislari ile rahatsiz eden, uyarmak hatta kizmak isteyen anneler vardi . Hic aldirmadim bu bakislara ,prim vermedim. Durusum boyle olunca kimse de gelip seni uyaramadi . Gonlunce oynadin , indin ciktin , korkuluklardan tirmanip tavana elledin , cok eglendin . Cok da iyi ettin .
En iyiyi en dogruyu ben bilirimden degildi bu durusum ama 6 m2 ‘lik kapali alanda cocuk kaybolmaz, 50-60 cm yukseklige ciksa bisey olmaz diye dusunmemdendi . Seni taniyorum ben ,nereye kadar tirmanabilecegini iyi biliyorum, neden engel olayim ki ? Diger cocuklara da kotu ornek oldugunu sanmiyorum ayrica . Parklardaki kaydirak ve merdivenlerden bile alcak tirmandigin korkuluk . 4 yasindaki cocuguyla kaydiraga cikan , cocugunu tehdit eden , birseyler yapmasi icin zorlayan , turlu turlu tuhafliklari olan bir anne olmak istemiyorum ki ben. Engel olmadim eglenmene , firsat vermedim seni uyarmalarina . Seni uzaktan izledim , 2 saatlik yolculugu diledigin gibi oynayip, keyifle gecirdin . 

12 Temmuz 2010 Pazartesi

Ozlem Buyuyor

Sabah uyaninca ;
D: Anne babamin mudurune mahvedicem. Boole boole yummuk aticam kafasina .

Oglen parkta ;
D: Biliyo musun babam gunduz ise gitti , hala gelmedi , gece bile gelmedi .
D: Babamin mudurunu dovucem ben , niye izin vermiyo babama ,niye cok calistiriyo babami ?

Oglen yatakta ;
D: Anne , yatagin en guzel yeri burasi .
H: Nedenmis :)
Babanin yattigi tarafta, babanin yastigina sarilarak ;
D: Cunku burasi babamin yeri .

Babayla telefonda ;
D: Babacim, seni cok ozledim. Senin mudurunun kafasini kiricam .

Oglen oynarken ;
D: Anne , bunu bozmayalim ,babam da gorsun .

D: Anne babama suppiz yapalim

Telefonumcaldiginda , birisiyle konusurken ;
D: Anne , babamla mi konusuyorsun ?

Aksam yatakta ;
D: Anne ,keske babam da burda olsaydi. Erkek erkege bogus (*) yapardik .

*; Bogus ; bogusmaca

Kuzum , hakli olarak babasini cok ozledi . Ozlem nasil da dalga dalga buyuyor . Her firsatta dile geliyor . Keske burada bir is imkani olsaydi da baban da gitmek zorunda kalmasaydi .

Bu haftasonu babanin is durumu belli olmadigi icin plan yapamadim. Ama onumuzdeki haftasonu mutlaka gidcegiz babanin yanina , soz .

11 Temmuz 2010 Pazar

Karakter

Bu karakteri tanimiyorum . Ama sen cok eglendin :) . Bu karelerde ciddi gorunuyorsun ama cokeglendin bu karakterle . Yanindan gecen 15-16 yaslarindaki cocuklar "Abla calisiyor mu , hareket ediyor mu?" diye sordular . Hareketsiz bir yaratik ama senin hayal gucun cok hareketliydi .

Posted by Picasa

Buyuk Havuz

Bugun de kucuk havuzda baladi ders . Dersin ikinci yarisinda buyukhavuza gecti herkes . Agziniza su alip birbirinize puskurttuguuz icin Zeynep 'le sen en sona kaldiniz . Sonra alelacele cikip kosturarak buyukhavuzun kenarinda yerinizi aldiniz .
Merdiven kenarina oturan kuzum, Zeynep'e yaninda yer acti. Zeynep 'le hic ayrilmiyorsunuz .
Yine o sert bakisli , hoyrat ogretmene dustun . Elindeki yuzme tahtasini tutamadan indirdi seni havuza . Debelendin , sonra tahtayi tutabildin .
Ders sonunda , yine elelesiniz :)
Posted by Picasa

Yume Antreman


Yuzmeye baslamadan onceki isinma , esneme calismalari . Lacivert mayo ve lacivert boneli sessin . Senin hemen saginda da pembeli bikinisi ve beyaz bonesi ile Zeynep .

10 Temmuz 2010 Cumartesi

Kucuk Starbucks ci

Kahve kokusuna karsi koyamayan , Starbucks 'i pas gecemeyen annenin kuzusu , Starbucks 'tan ne mi alir ? Seffaf , Starbucks termosu . Simdi icine sadece sadece su koymak icin alir :) . Buyuyunce de kahveci olur . Annesi ile kahve icmeye gider :)
Posted by Picasa

9 Temmuz 2010 Cuma

Mutluluk

Aylaardir ilk defa , bu sabah yuzumde tebessum , icimde huzurla ciktim evden . Cikmadan once bi daha durup , anneannenle kikirtilarinizi dinledim .
D: Anne oole degil boole ucuyo hopuker (hopuker ; helikopter ve ben yokken anneannene anne diyorsun:)
Kikir kikir kikir :) :) :)

Ohh be .

Bir suredir -(Yaklasik uc haftadir)- aksamlari "Anne ise git , ben bugun gelmiycem , Deniz oglumla oynuycam diye not yaz ,sonra da hemen gel, tamam mi ?" diyordun . Sabah da ben evden ciktiktan sonra uyaniyor ve aglamiyordun.

Bu sabah , ben banyodayken , erkenden uyanmissin . Odaya geldim yatakta yoksun . Diger odalarda da yoksun . Seni ariyorum koca evde done done . Komik bir durum farkindayim ama ariyorum . Salonda , sandalyelerden yapip, uzerini battaniye ile kapattigimiz "Yuva"nda buldum seni . "Anne,sana sarilmak istiyorum" dedin ciktin yuvandan .  Sarildik, koklastik . Her aksam soyledigin cumleleri kurdun .Yanagima kocamaan bir opucuk kondurdun . "Enerji opucugu" . "Anne kosarak gel tamam mi?"

Aglama yok , huzursuzluk yok . Kikirti var :)
Durup bi daha dinledim keyifle .

Yuzumde tebessum, icimde huzurla ciktim kapidan .
Ohh be :)
Mutluluk bu iste :)

8 Temmuz 2010 Perşembe

Gemi

Legolardan yaptigin gemiyi bozdurmuyorsun kac gundur . Babana gostereceksin . "Ben senin icin yaptim diyeceksin" . Dun , Tugi dayin ,parcalardan birinin yerini degistirmis ? Bu sabah kizmissin ;
D: Dayi neden degistirdin ? Babama suppriz yapmistim ben !
Sonra Tugi 'nin yerini degistirdigi parcayi cikartip, eski yerine koymussun .
Posted by Picasa