Saat 21:05 , uyku saatin erken geldi , kecilerini de beraberinde getirdi . Cisini yaptin , "cisim bitti" dedin . Klozetten inmene yardim ettim . "Cisimi geri koy " dedin kizarak . Elimdeki tuvalaet kagidi ile "hoop geri koydum" dedim . Sol elini klozetin uzerine dogru uzatip "huup" dedin , elini klozetin uzerinden pipinin uzerine goturup "geri koydum cisimi" dedin . Ben egildim kulodunu yukari cekmek icin sen bana sarilirken kafa attin . "ahh deniz, burnumu cok acittin kuzum" dedim acidan cikmayan sesimle . Ellerim burnumda taburede otururken, acidan kesilmis sesimle ekledim "cezalisin deniz , hadi odana , tek basina uyu" . kafami kaldirirken sen pitir pitir kostun koridora . Sasirdim pitir pitir kosmana . Oyun yaptigini sanarak geldim arkandan , baktim bizim odaya, Tugi 'nin odasina. Yoksun . Medis "Odasina girdi" dedi . Sasirdim . Cok sasirdim . Ama merak da ettim ne yapacaksin diye . Sasirmis ve seni anlamamis bi sekilde odama gidip telsizi actim . Hasir husur sesler , sonra yatakta carsaf pike hisirtisi . Yatagimin uzerinde oturdum , telsizden sesini dilerken cok merak ediyorum ne yapiyorsun icerde diye . Aslinda bekliyorum, kapiyi acip cikmani , muzipce koridora kosmani . Cok merak ediyorum odanda ne yaptigini ama ne yapacagini da merak ettigim icin odaya da giremiyorum . Bes dakika sonra hisirtilar da kesildi . Merakima yenik dusup odanin kapisini actim . Kuzum boyle uyuyordun yaa . Seni boyle gorunce icim buruldu . Sanki cok kotu bisey yapmisim gibi , sanki sana kizmisim gibi, sanki seni odaya kapatip cezalandirmisim gibi . Cok kotu hissettim kendimi . Biliyorum biliyorum boyle hissetmem cok mantiksiz. Ama insan beyni bi tuhaf iste . Ya da insan beyni anne olunca mi tuhaf oluyo acaba ?
Bir de kucuk bir not ; Son birkac gundur kafa atmayi ogrendin . Medis , uyku saatin gelince oynarken arkadaslarina da kafa attigini ve onlari aglattigini soyluyor . Arkadaslarin aglarken de guldugunu ekliyor . Ben de sana bugun "arkadaslarina kafa atan kucuk abi" baslikli bi hikaye anlatttim . Arkadalarinin kafa atan kucuk abiyle oynamak istemeyecegini ve yalniz kalabilecegini soyledim ozetle . Aksam da burnuma kafa atinca sana canimin acidigini gostermek icin iki elimle burnumu tuttum . Cok acidi gercekten . Gercekten kisik bir sesle , cok aciyormus sesiyle dedim cezalisin diye . Bu aciyi iyi bilirim ben . Yigit de senin yasindayken burnuma kafa atmis ve kirmisti ustelik de hamileydim o zaman . Konuya tekrar donersem , burnumu tutarak canimin acidigini gostermek ve bunun kotu bir davranis oldugunu soylemek istedim , cezalisin dedim . Sen cezanin ne oldugunu hic bilmiyorsun ki . Aslinda ben de bilmiyorum . Ne oldu da pitir pitir kosarak gittin odana anlamadim . Okudugum kitaplarda ve yazilarda; cocukta disiplin yontemi olarak odullendirmenin ceza vermeken daha etkili oldugu ortak fikir . Buradan hareketle her guzel davranisini odullendirdik , sozle, opucukle, takdirle . Yapmaman gereken herseyi nedeni ile acikladik, nedeni ile acikladigimiz ve yapma denilen birseyi de yapmadin . Yani odullendirmenin dogrulugunu gorup ceza vermeye de gerek duymadik hic . Bugunku ve gecmisteki iki ceza olayi haric .
1.
Ilgaz 'dayiz . Ben, cocuklara ceza kavraminin verilmesi ile ilgili birseyler okuyorum . Senin olumlu davranislarini hep odullendiriyorum ama ceza hic yok . Nasil olmali fikrim de yok . O nedenle okumaya devam . Arastirmalara gore ; disiplin yontemi olarak , odullendirmek ceza vermekten daha etkiliymis . O zaman dogru yapiyoruz . Kurallar olmali , kurallar acik ve uygulanabilir olmali diyor pedagoglar . Bizim de kurallarimiz var , "gercekten hayir olan hersey hayir ve cunku ile baslayan aciklama" bizim kuralimiz . Gereksiz yasaklar yok , "hayir cunku' ler var . Herguzel davranisin karsiliginda odul , opulmek , kucaklanmak , ovulmek , takdir edilmek var . Amaa diyor ki pedagoglar ; ceza verilmesi gerekiyorsa hemen ceza verilmeli , ustu ortulmemeli, ceza cocugun ozune degil de davranislarina olmali . Kahvalti masasindayiz , sende bir huysuzluk ve huzursuzluk hali var . Denizcim yapma kuzum duserse kirilir , kirilirsa elimize cam batar , Denizcim ...., Denizcim .... diye devam eden cumlelerin sonuna "Yapma kuzum bak ceza vericem sana" yi ekleyip sonra da "Denizcim cezalisin, kahvaltimiz bitene kadar bu sandalyede otur lutfen " dedim . Sen kahvalti suresince restauranttaki tum masalari dolasarak ve gulerek "Annem bana ceza verdi" dedin sen bu cumleyi soyledikce de ben guldum masada . "Annen, ne ceza verdi sana" diye soranlara da "annem bana ceza verdi " dedin yeniden . Yani ben kiviramadim ceza olayini , odullendirmek , opmek daha keyifli .
Bir de kucuk bir not ; Son birkac gundur kafa atmayi ogrendin . Medis , uyku saatin gelince oynarken arkadaslarina da kafa attigini ve onlari aglattigini soyluyor . Arkadaslarin aglarken de guldugunu ekliyor . Ben de sana bugun "arkadaslarina kafa atan kucuk abi" baslikli bi hikaye anlatttim . Arkadalarinin kafa atan kucuk abiyle oynamak istemeyecegini ve yalniz kalabilecegini soyledim ozetle . Aksam da burnuma kafa atinca sana canimin acidigini gostermek icin iki elimle burnumu tuttum . Cok acidi gercekten . Gercekten kisik bir sesle , cok aciyormus sesiyle dedim cezalisin diye . Bu aciyi iyi bilirim ben . Yigit de senin yasindayken burnuma kafa atmis ve kirmisti ustelik de hamileydim o zaman . Konuya tekrar donersem , burnumu tutarak canimin acidigini gostermek ve bunun kotu bir davranis oldugunu soylemek istedim , cezalisin dedim . Sen cezanin ne oldugunu hic bilmiyorsun ki . Aslinda ben de bilmiyorum . Ne oldu da pitir pitir kosarak gittin odana anlamadim . Okudugum kitaplarda ve yazilarda; cocukta disiplin yontemi olarak odullendirmenin ceza vermeken daha etkili oldugu ortak fikir . Buradan hareketle her guzel davranisini odullendirdik , sozle, opucukle, takdirle . Yapmaman gereken herseyi nedeni ile acikladik, nedeni ile acikladigimiz ve yapma denilen birseyi de yapmadin . Yani odullendirmenin dogrulugunu gorup ceza vermeye de gerek duymadik hic . Bugunku ve gecmisteki iki ceza olayi haric .
1.
Ilgaz 'dayiz . Ben, cocuklara ceza kavraminin verilmesi ile ilgili birseyler okuyorum . Senin olumlu davranislarini hep odullendiriyorum ama ceza hic yok . Nasil olmali fikrim de yok . O nedenle okumaya devam . Arastirmalara gore ; disiplin yontemi olarak , odullendirmek ceza vermekten daha etkiliymis . O zaman dogru yapiyoruz . Kurallar olmali , kurallar acik ve uygulanabilir olmali diyor pedagoglar . Bizim de kurallarimiz var , "gercekten hayir olan hersey hayir ve cunku ile baslayan aciklama" bizim kuralimiz . Gereksiz yasaklar yok , "hayir cunku' ler var . Herguzel davranisin karsiliginda odul , opulmek , kucaklanmak , ovulmek , takdir edilmek var . Amaa diyor ki pedagoglar ; ceza verilmesi gerekiyorsa hemen ceza verilmeli , ustu ortulmemeli, ceza cocugun ozune degil de davranislarina olmali . Kahvalti masasindayiz , sende bir huysuzluk ve huzursuzluk hali var . Denizcim yapma kuzum duserse kirilir , kirilirsa elimize cam batar , Denizcim ...., Denizcim .... diye devam eden cumlelerin sonuna "Yapma kuzum bak ceza vericem sana" yi ekleyip sonra da "Denizcim cezalisin, kahvaltimiz bitene kadar bu sandalyede otur lutfen " dedim . Sen kahvalti suresince restauranttaki tum masalari dolasarak ve gulerek "Annem bana ceza verdi" dedin sen bu cumleyi soyledikce de ben guldum masada . "Annen, ne ceza verdi sana" diye soranlara da "annem bana ceza verdi " dedin yeniden . Yani ben kiviramadim ceza olayini , odullendirmek , opmek daha keyifli .
2. Ceza ; cop kamyonuna bakmak yok :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder