1 Mayıs 2010 Cumartesi

Dizler ve Agri

Aksam saat 10. Medis ‘den evimize kadar kostuk. Gulerek , eglenerek . Arabasini parkeden adamin merakli, dikkatli bakislarinin ardindan dank diye yere dustun yuzustu . Dudaginin ustunde kan var , karanlik oldugu icin goremedim nerenin kanadigini . Dizlerin de acidi . Pis adam , nazari degdi ogluma . Nazara inanirim ben . Kucagima aldim, agliyorsun , belli ki canin cok aciyor . Asansorde baktim , disinde de kan var . Eve girer girmez temizledim yuzunu , dislerinde bir problem yok , cok sukur . Dudaginin ustu kanamis . Aradan bir saat gecti , pijamalarini giyerken ;
D: Anne bacaam aariyo .
H: Neresi agriyor kuzum?
Hem bacaam agriyor hem dizim .
(Dizlerini gostererek ve hafifce comelerek );
D: Anne bak bu sokuyo (cokuyor) bu sokmuyo (cokmuyor) bak . Bak bu boole sokuyo (cokuyor) , bu dengesiz bak, gordun mu ?

Nasil da korkuyorum boyle seyler soylediginde bi bilsen . Bacaginin agridigini ilk soylediginde Tugi ‘yi taklit ettigini dusunmustum. Ama gecen gece uykunda agladiginda , Tugi ‘yi taklit etmedigini anladim . Cok net ifade ediyorsun , “Bacaklarim agriyor , ayaklarim agriyor , boyle yapinca agriyor “ diyorsun . Bugune kadar hastalik ve semptomlari tarif etme konusunda beni hic yaniltmadin . Hic yanlis bilgi vermedin . Yasindan buyuk bi cocuk gibi anlattin hep . Doktora ne soylenmesi gerektigini bildin hep. Ben oksuruyor , burnu da akiyor dedigimde “Aksam atesim de cikti ya da bogazimda agriyo ” diye tamamladin hep. Bu aksam eve gelirken , dusmus oldugun icin de aciyor ya da agriyor olabilir ancak yine de doktora gitmeliyiz mutlaka .

Hiç yorum yok: